18 Ocak 2018 Perşembe

MOTOGP MOTOSİKLETLERİNİ İNCELİYORUM

Motosiklet teknolojisinin geldiği son nokta olan Grand Prix motosikletlerini ele aldım
Yazımıza Mark Neale’in yönettiği Brad Pitt’in seslendirdiği tüm motosiklet severlerin başucu eseri olması gereken bir belgeselin ilk sözleriyle başlıyoruz. ‘’Grand Prix motor yarışları , ateşin hıza dönüşüm sürecidir.’’

Bu dönüşüm süreci tüm markaların motosikletlerinde farklılık gösterir. Motor bloğu , şasi , frenler , amortisörler , elektronikler... Bazı noktalarda tüm markalar eşit şartlara sahip ekipmanları kullanır. Lastik ve elektronikler gibi. Şasi ve motor blokları ise belirli kısıtlamalar dahilinde farklılık gösterebilir. Amortisörler ise sokakta asla göremeyeceğimiz teknolojiye sahip donanımlardır ve satın almak imkansızdır. MotoGP makinelerinde sokakta gördüğümüz motosikletlerde bulunan bazı ekipmanlar bulunmaz. Örnek olarak marş motoru. Motosikletin hafif olması için marş motoru kullanılmaz ve motosiklet dışarıdan müdahale ile çalıştırılır. Far , sinyal hatta ve hatta bu makinelerin seleleri bile yok denecek kadar incedir. Çünkü sürücü bedeniyle zemini hissetmelidir. Bu makineler sezonluk üretildiği için ve fabrikasyon üretim yerine elde üretildiği için herhangi maddi bir değer biçilemez. Bazı parçalar ise sezon sonu imha edilir. MotoGP motosikletleri hız , yakıt , güç ve ağırlık optimizasyonlarının en iyi şekilde yapıldığı iki tekerli araçlardır.  Lafı fazla uzatmadan MotoGP motosikletlerini incelemeye motor bloğundan başlayalım.


Motor Bloğu
MotoGP’de kullanılan motor bloklarının silindir hacimleri 1000cc ile sınırlandırılmıştır. Bu da demek oluyor ki sokakta kullandığımız supersport 1000cc’lik bir yarış motoruyla MotoGP’de kullanılan motosikletlerin silindir hacimleri eşit. Aynı zamanda tüm motor blokları 4 silindir olmak zorundadır. Peki bu performans farkı nereden geliyor? MotoGP motosikletleri 2015 sezonundan itibaren optimum 158 kilo olacak şekilde dizayn edilmeye başlanmıştır. 240 beygir güç üreten bu motor bloğu bize kilo başına 1.5 beygir gibi bir sayı verir. 4 zamanlı olan ve sıvı soğutma sistemine sahip olan bu motor bloklarında silindir başına düşen valf sayısı 4tür. Elbetteki enjeksiyonlu sisteme sahip olan bu bloklar yüksek ısıya ve g kuvvetine dayanabilen çeşitli elementlerle güçlendirilmiş çelikten oluşturulur. Rolanti devri ortalama 4 bin olan bu makinelerin limitlerdeki devir sayısı ise 18 bindir. Sıradan bir binek otomobilin 2 katı seviyesinde. Bu 18 bin devir ise son hız olarak bize 360 km/h üzerinde bir sayı verebiliyor.

Gelelim markalar arasındaki farklara. Motorların çeşitleri açısından bakarsak Yamaha ve Suzuki sıralı 4 silindirli , Honda , KTM ve Aprillia 75.5 derecelik açıyla yerleştirilmiş V motor bloğu kullanır. Ducati ise diğer üreticilerden farklı olarak 90 derecelik açıyla konumlandırılmış V4 motor bloğu kullanır. Bu çeşitlilik neyi ifade eder ? Yamaha kullandığı crossplane krank mili sayesinde daha stabil ve düzenli bir güç üretimi sağlarken Honda’nın kullandığı sistem güç aktarımı sırasında daha fazla agresiflik sağlar. Gücün aktarımı konusunda en agresif isim ise şüphesiz Ducati’dir. Ducati’nin L şeklinde silindir yerleşimi ve desmodromic sistemi sayesinde motosiklet hızlanma konusunda en agresif ve güçlü isimdir. Ducati bu sayede düzlük hızını diğer markalara göre 5 ie 10 km/h arasında arttırmayı başarmıştır. Elbette ki bu motor bloklarının sesleri de birbirinden farklılık gösterir. Honda ince bir çığlık , Yamaha orta sertlikle bir ses , Ducatiler ise adeta bir dizel motor sesi verir. Son olarak kurallar gereği bir sürücünün bir sezonda 7 adet motor bloğu kullanma hakkı vardır.


            Bu motor blokları tasarlanırken yakıt sağlayıcılarından alınan veriler ışığında yanma odacıkları özel olarak imal ediliyor. Daha net açıklamak gerekirse kullanılacak yakıttan maksimum verim elde etmek için yakıtın moleküler yapısı incelenerek üretim gerçekleştiriliyor. Yakıtın yanma odasına eşit şekilde dağılarak yanması ve güç üretimi için bu hayati önem taşır. Bu patlamaların gerçekleşmesini sağlayan yüksek sıcaklıklara dayanabilen özel bujiler kullanılır. Çok yüksek sıcaklıklardan kasıt ise silindir başında yakıtın ateşlendiği andaki sıcaklığı yaklaşık 2500 santigrat derece. Yakıt konusunda ekleyebileceğimiz sok nokta ise yakıt verimliliği. Sokakta kullandığımız otomobilerde ve motosiklerde kullandığımız yakıtın sadece %20 veya %30’unu aktarım gücü olarak elde edebiliyoruz. Fakat MotoGP motosikletlerine özel olarak yakıt üretildiği için bu verimlilik bu makinelerde %50’lere kadar çıkmaktadır.

Şasi
            Gelelim şasiye. MotoGP motosikletlerinde şasi hayati önem taşır. Motor bloğunda üretilen gücün yola aktarımı ve sürücünün sürüş tarzı konularında büyük öneme sahiptir. Şasi motosikletin dönüşü , frenlemedeki dengesi , ağırlığı ve hızlanmasını doğrudan etkiler. Şasi aliminyumdan üretilir ve tüp şeklinde bir geometriye sahiptir. Markalar arge yatırımlarının büyük bölümünü şasilere yapar. Çünkü şasi kalitesi sürücüyü diğer sürücülerden bir adım öne çıkarabilir veya şampiyonayı kaybetmesine sebep olabilir. Normal günlük motosiklet kullanıcıları bu şasiler arasındaki milimetrik farkları anlayamazken MotoGP sürücüleri en ufak farkları hisseder ve testlerden sonra üreticiye şasinin gelişimi için sürekli geri bildirimler yapar.

Elektronik Yazılımlar (ECU)
MotoGP klasmanında 10 yılı aşkın bir süredir motosikletler elektronik sistemler ile desteklenmektedir. Motosikletin etrafı sensörlerle donatılmıştır. Yaklaşık 10 sensör ve 5 jiroskobik kamera. Elektronikler bir çok konuda sürücülere ve üreticilere yardımcı olmaktadır. Elektroniklerin yaptığı görevler kimilerine göre sürücünün gerçek karakterini gölgeliyor , kimilerine göre ise motosiklet teknolojisini daha da ileri götürüyor. Elektroniklerin görevleri ise kalkış kontrol , anti ön kaldırma , motor freni gücünü ayarlama , çekiş kontrol , yatış açısına göre fren kontrolü ve elektronik gaz kontrolü. Tabi bunların yanında elektronikler garajda da takıma büyük yardımlar ediyor. Ateşleme haritasının düzenlenmesi , yağ ve su basınçları gibi konularda hızlı değişiklik imkanı sunuyor. Elektronik yazılımlar sayesinde farklı pistlere ve farklı hava koşullarına göre motosiklet hızlı bir şekilde ayarlanabiliyor. 2016 sezonundan itibaren tüm markalar MotoGP klasmanında Magneti Marelli’nin ürettiği aynı özellikleri taşıyan ortak bir yazılım sistemi kullanıyor. Bu ana takımlar ve uydu takımlarının birbirlerine karşı olan rekabeti ortak bir çizgiye getirme çabasının yanında teknolojik gelişimin hızlanması açısından da önem taşıyor.

Fren
            Saniyeler içinde inanılmaz hızlara çıkabilen bu makineleri bir de durdurmak gerekiyor tabii ki. MotoGP’de ise bu görev Brembo’nun. Brembo senelerdir bu makineleri saatte 300 kilometre hızlardan 80 kilometre hızlara saniyeler içinde başarıyla düşürüyor. Brembo fren konusunda dünyanın belki de en önde gelen şirketidir. MotoGP makinelerine özel üretim fren diski ve kaliperi üretir. Fren disklerinin özelliklerine gelirsek 320mm ve 340mm boyutlarında iki adet fren diski kullanılıyor. Piste ve hava koşullarına göre seçilen boyut değişebiliyor. 1 kilogram ve 1.2 kilogram ağırlığına sahip bu karbon/çelik diskler 800 dereceye kadar ısıya dayanabilecek güçte çelikten yapılmıştır. Tabii ki bu disklerin kullanım süresi 1000 kilometreyle sınırlıdır. Bir Grand Prix yarışı 120 kilometre olduğuna göre ve 45 dakikalık 4 antrenman seansının yanında bir de sıralama turlarını eklediğimizde bir yarış haftasında birden fazla fren diski kullanılır. Gelelim balatalara , balatalar MotoGP için özel üretimdir ve ağırlığı 50 gramdır. Kullanım ömrü maksimum 800 kilometre olan bu balatalar 800 derecelik sıcağa karşı dayanıklıdır. Brembo fren disklerinin yanında 4 pistonlu monoblok kaliperleri de fren sisteminde kullanır. Bu kaliperler alüminyumdan üretilir ve son derece hafiftir. Kaliperler fren diskine 350g kuvveti uygulayabilecek güçtedir. MotoGP’de motosikletin ön tarafının hafif olması virajlara giriş hızları açısından muazzam derecede önem taşır. Fren manetinden bahsedecek olursak sürücüler motosikleti durdurmak için fren manetine 9 kilogramlık bir basınç uygular ve 10 santimetrelik bu manet bu gücü kaldıracak sağlamlıktadır. Fren manetinin hemen üzerinde 30 mililitrelik fren sıvısı yer almaktadır ve bu fren sıvısı 350 derecelik ısıya dayanır. Fren sisteminde güçlendirilmiş ve hafifletilmiş çelik fren hortumları kullanılır.

Vites kutusu ve Debriyaj
            MotoGP makinelerinde vites kutusu en önemli bileşenlerden biridir. Günümüzde sokaklarda kullandığımız motosikletlerde de yaygınlaşmaya başlayan quickshifter yani debriyajsız vites değiştirme sistemi bu makinelerde neredeyse 20 yıldır kullanılıyor. MotoGP’de ise bazı işlemler tersten işlemektedir. Normal motosiklerde vites küçültmek için vites pedalına basarken MotoGP makinelerinde vites küçültmek için pedal yukarı çekilir. MotoGP makinelerinde ise vites büyütmek için vites pedalına basılır. Bu farkın sebebi ise bu tarzın performansı daha iyi noktaya getirmesidir. MotoGP motosikletlerinde 6 ileri vites kutusu kullanılır. Sürücüler ortalama olarak bir yarışta 900 kere vites değiştirir. 

Amortisör
            MotoGP’ye amortisörleri Öhlins şirketi sağlar. Hatta ve hatta MotoGP takımları kullanacakları amortisörleri sezonluk olarak kiralar , sezon sonunda Öhlins şirketine teslim eder. Öhlins şirketi her pilota ayrı mekaniker verir. Anlayacağınız Öhlins kapalı devre bir hizmet sunar. Bu prototip makinelere prototip amortisörler yakışırdı zaten. Öhlins MotoGP’den aldığı verilerle sokakta kullandığımız motosikletlerin amortisörlerini geliştrir. MotoGP’de kullanılan amortisörlerin bir diğer özelliği ise ön yükleme , rebound , kompresyon gibi ayarların dakikalar içinde milimetrik olarak sürücünün isteği doğrultusunda ayarlanmasıdır.

Lastikler
            2016 sezonundan itibaren MotoGP’nin lastik sağlayıcısı Fransız üretici Michellin olmuştur. MotoGP’de kullanılan lastikler özel üretimdir. MotoGP makineleri 17 inç çapında jant ve buna uygun lastik kullanır. Hem boyutları hem de ham maddesi sıradan lastiklere oranla değişkenlik gösterir. Michellin her pist için özel lastik üretir. Gerek sezon içi gerekse sezon öncesi ve sonrası testlerde farklı lastik hamurlarını sürücülere test ettirmek için test seansları düzenlenir. MotoGP’de 4 adet farklı lastik seçimi mevcuttur. Yarış şartlarına göre bu sayı artabilir. Sert , orta ve yumuşak hamurlu lastikler ekstra sert veya ekstra yumuşak lastik seçimleriyle desteklenebilir. Bunun yanında normal slick lastiklerden kat kat yumuşak olan yağmur lastikleri de hava şartlarına göre kullanılabilir. Piste özel lastikten kasıt bazı pistlerde lastiğin sol yanağı bazı pistlerde sağ yanağı daha çok yıpranır. Michelin buna şartları göz önüne alarak bir yanağı diğerine göre daha sert ve yoğun hamurdan üretir. 





Dashboard
            Saatte 350 km hızla giderken görünmesi mümkün olmasa da ve sürücülerin uyarı ışığı harici pek kullanmadığı dashboard bu makinelerde büyük önem taşır. Bildiğimiz adıyla gösterge tablosu. Sade olması ve karışık olmaması için sadece belli başlı şeyleri sürücüye gösteren göstergede devir saati , hız , vites , yağ ve su sıcaklığı ve sorun uyarı ışığı yer alır. Dashboardın dışında ise çekiş kontrol sistemi , motoru kapatmaya yarayan kill switch , pit yolu hız sınırlayıcı düğme ve kalkış modu düğmesi yer alır.

13 Ocak 2018 Cumartesi

Tereyağı ve Çekiç



Lorenzo: Mantequilla, yani tereyağı, bu yıl takımımın yeni lakabı. Virajları akıcı bir şekilde dönerseniz, tereyağı gibi ‘’bıçakla ekmeğe tereyağı sürer gibi’’ akıcı ve hassas bir şekilde giderseniz, buna Mantequilla tarzı denir. Babam araba tamircisiydi. Garajda çekiç sallardı. Ben de şöyle düşünürdüm ''Gerçek bir motosikletçi olduğumda, çekiç gibi sabit olmak, hep aynı anda, aynı hızla vurmak istiyorum.’’ Çak, çak, her turda aynı. Bunlar aşağı yukarı en iyi becerilerim. Akıcı tarz ve çekiç gibi sabit hız.

Lorenzo daima istikrarı önemseyen yapıda bir sürücü olmuştur. 4. turun verileriyle 25. turunun verilerini bilgisayarda üst üste koyarsanız eğer neredeyse bire bir aynı olacağını görürsünüz. Çekiç kavramı ile maksimum seviyede zorlamayı ve limitlerde gitmesi gerektiğini kendisine sürekli hatırlatıyor. Tereyağı ise adeta tren raylarında gidermiş gibi akıcı ve yumuşak gitmesini çağrıştırıyor.

ŞAMPİYONU SON YARIŞTA BELLİ OLAN MOTOGP 2017 SEZONUNUN HİKAYESİ

MotoGP’de son derece heyecanlı bir sezon sonuna tanık olduk ve Honda’nın İspanyol yıldızı Marc Marquez bir kez daha mutlu sona ulaşan isim oluyor. 2017 sezonunu şampiyon olarak tamamlayan Marquez kariyerinin dördüncü MotoGP şampiyonluğunu elde etti. Toplamda Moto2 ve Moto3 şampiyonluklarıyla beraber altıncı şampiyonluğuna ulaşan Marquez bu başarıya ulaşan en genç isim oluyor. Zira Marquez henüz 24 yaşında. Lafı fazla uzatmadan bakalım 2017 sezonunda MotoGP’de hangi isimler, hangi olaylar, hangi yarışlar öne çıkmış.


Sezon öncesinde merakla beklenen yeni isimler ve yeni transferler vardı. Bunlardan en önemlisi 8 yıllık Yamaha kariyerinden sonra Ducati’ye geçen üç kez MotoGP şampiyonu olan Jorge Lorenzo’ydu. Lorenzo sezon öncesi testlerinde olumlu sonuçlar alamasa da çabası ve profesyonelliği ile dikkat çekiyordu. Dikkat çeken bir diğer isim ise MotoGP’deki üçüncü yılında Yamaha Fabrika takımına geçmeyi başaran İspanyol Maverick Vinales idi. Vinales sezon öncesi testlerinin %80’ini lider bitirmeyi başarmıştı. Sezon öncesi testlerde dikkat çeken bir diğer isim ise İtalyan Andrea Iannone oldu. Ducati’den Suzuki’ye geçen Iannone inişli çıkışlı bir performans sergiledi.

2017 sezonuna Katar’ın Losail pistinde mart ayının son haftasında start verildi. Yarış yağmur nedeniyle 45 dakika geç başlamasına rağmen harika bir savaş yaşandı. Sezonun çaylağı ve sürpriz ismi Yamaha Tech3 sürücüsü Johann Zarco ilk 6 turu lider götürürken yerde kaldı ve Dovizioso ile Vinales’in savaşı başladı. Vinales Yamaha’yla çıktığı ilk yarışı kazanarak sezona muhteşem bir başlangıç yaparken onu Dovizioso ve Rossi takip etti. Lorenzo 5 puan alırken Iannone yarış dışı kaldı. Son şampiyon Marquez ise kendine dördüncü sırada yer bulmuştu.



Sezonun ikinci yarışında Arjantin’de yine ıslak zeminde gerçekleştirilen yarışta Vinales şovunu yapmış ve yarışı kazanmayı bilmişti. Marquez ve Pedrosa yarış dışı kalarak sezona kötü bir başlangıç yaptılar. Bunun yanında Rossi Vinales’in ardından yarışı ikinci sırada bitirerek Yamaha’ların gücünü göstermişti. Lorenzo henüz ilk turda yarış dışı kalmıştı ve işler Lorenzo için yolunda gitmiyordu. Dovizioso ise Aleix Espargaro’nun motosikletine takılarak yarış dışı kalıyordu. Ducati ve Honda için kabus gibi bir haftaydı.

Üçüncü raund Marquez’in adeta oyun bahçesi olan ve arka arkaya altıncı kez kazandığı Teksas’tı. Marquez Pedrosa’yla gerçek bir savaş vermiş ve Honda’nın geri dönüşünü müjdeliyordu. Marquez’in gerisinde kalan Pedrosa’ya son darbeyi ise İtalyan efsane Rossi vurmuş ve podyumda üçüncü sırayı almıştı. Rossi ise istikrarını göstererek şampiyonanın yeni lideri konumuna gelmişti. İlk iki yarışı domine eden Vinales sezonun ilk hayal kırıklığını yaşayarak yarış dışı kalmıştı.

Bir sonraki yarış ise adeta bir motosiklet yarışı katedrali olan İspanya’nın Jerez pistiydi. Sezonu üç podyumla geçen Rossi geçen yıl burada kazanmış ve artık burada da kazanması gerekiyordu. Fakat herkesin kafasında soru işareti olan pistin aşırı aşınmış asfalt yüzeyiydi. Tutuş çok düşük hava sıcaklığı ise çok yüksekti. Beklendiği gibi oldu. Jack Miller, Iannone, Crutchlow gibi isimler teker teker düştü. Zarco agresif sürüşünü sürdürdü ve yarışın başında liderliği ele geçirmişti. Fakat Honda’lar bir kere geri dönüşünü müjdelemişti. Pedrosa ve Marquez finiş çizgisini ilk sırada görmeyi başaran isimlerdi. Podyumun son basamağında ise sürpriz isim Ducati’siyle ilk podyumunu elde etmişti: Jorge Lorenzo!


Doktor hala liderdi ve sıra Le Mans’daydı. Motorsporların bir diğer ibadethanesi Le Mans’da son turda adeta bir trajedi yaşandı. Kalkışta ilk üç isim Yamaha’ydı. Muhteşem bir yarış başladı ve Doktor tek tek tüm isimleri geçmeyi başardı. Vinales sinsice Rossi’yi yakalamayı başardı ve zorlamaya başladı. Defansif çizgisini son turda kaybeden Rossi son virajda düşerek sezonun ilk galibiyetini elinden bıraktı. Vinales sezonun üçüncü galibiyetini alırken ev sahibi Zarco podyuma ikinci sırada çıkmayı başarmıştı. Marquez cephesinde ise işler yolunda gitmiyordu. Yine yarış dışı kalmıştı…

İtalya Grand Prix’sine yaklaşırken İtalyanları ve tüm MotoGP taraftarlarını şoke eden bir olay yaşandı. Valentino Rossi enduro antrenmanında düşerek sakatlanmış ve yarışa katılıp katılamayacağı belirsizdi. Lider olarak geldiği Mugello’ya katılacağını açıklayan Rossi’nin performansı merak konusuydu. Fakat o yıl bu yıldı. Tüm İtalyan taraftarlarının beklediği İtalyan sürücü Ducati ve Mugello… Andrea Dovizioso Yamaha’larla verdiği muhteşem savaş sonunda Mugello’yu kazanmayı başarmıştı. Uzun süren liderliğinin ardından Rossi hafta içinde geçirdiği kazanın da etkileri yüzünden yarışı dördüncü sırada bitirmeyi başarmıştı. Mugello’da o hafta hayatını bisiklet kazasında kaybeden 2006 yılı MotoGP şampiyonu Nicky Hayden da unutulmadı ve bir anma töreni düzenlendi.

Gelelim İspanyol pilotların arka bahçesine: Katalunya! Fakat sonu sürprizli bir film gibi oldu yarış. Yamaha’ların adeta kabus yaşadığı, Honda’ların iyi başlayıp sonunu getiremediği yarışı şampiyonluğun en büyük adaylarından olduğunu kanıtlarcasına Pedrosa ve Marquez’i geçen Dovizioso kazanıyor. Ducati seneler sonra artarda iki yarış kazanıyor ve bunu bir İtalyan pilot ile yapıyor. Yeni adamımız Andrea Dovizioso adeta kariyerinin ikinci baharını yaşıyor.

Gelelim sezonun sekizinci yarışına. Doktorun ameliyat sırası gelmiş görünüyor. Yağmurlu bir Hollanda sabahı eldivenlerini giyip neşteri pistin bitiş çizgisinin tam ortasına en önde tek teker giderken vuruyor. Yüz bini aşkın taraftar. Sarı meşaleler eşliğinde yarış başlıyor. Rossi adeta arkasına Petrucci, Dovizioso ve Marquez’i takıp yarışı domine ediyor. Yarışın sonlarına doğru pist kuruyor fakat o da ne yağmur bayrakları yeniden sallanıyor! Pist yeniden ıslanmaya başlıyor ve yağmur lastikler sıcak fakat bitik durumda. Lorenzo ve Zarco pite girerek motosiklet değiştiriyorlar fakat yarış onlar için kabusa dönüyor. Son turun son virajında Rossi çizgiyi geçerken MotoGP’nin efsanevi spikeri Nick Harris’in ağzından sekizinci kez aynı cümle duyuluyor: ‘’Valentino Rossi Assen’da yeniden kazanıyor.’’

Gelelim MotoGP’de sezonun ilk yarısının son durağına: Sachsenring! Marquez’in arka bahçesi diyebiliriz. Öyle de oluyor Marquez sezonun ilk yarısını galibiyetle tamamlarken onu sürpriz bir isim takip ediyor. Yamaha Tech3’ün bir diğer başarılı çaylağı Jonas Folger. Kendi evinde podyumun ikinci basamağına çıkmayı başarıyor ve yeteneğini kanıtlıyor. Bir aylık ara öncesi puan durumunda Marquez 129 puanla lider girmeyi başarıyor ve onu takip eden isimler Vinales, Dovizioso ve Valentino Rossi oluyor.

Bir aylık hasret bitiyor ve yaz tatilinden dönen sürücüler tekrar deri tulumlarını giyiyorlar. Adres Brno. Yağmurlu bir hafta sonu. Yarış yağmur lastikleriyle başlıyor. Fakat Marquez pite giriyor ve kuru zemin lastiklerini takıp geri çıkıyor. Şaşkınlıklar arasında diğer pilotlardan on saniye daha hızlı dönmeyi başarıyor ve yarışı kazanıyor. Pedrosa ve Vinales podyumdaki diğer isimler. Marquez ve Vinales sezon başından beri ilk kez aynı podyumda yer alıyor.


MotoGP’deki ilk yılı olan taze fabrika takımı KTM’nin evi Avusturya’dayız. Uzun düzlüklere sahip pistte favori Ducati. Peki Lorenzo mu yoksa Dovizioso mu ? Honda geçen yıldan ders almış olacak gibi düzlükteki performansları Ducati’leri oldukça zorladı. İnanılmaz bir Dovizioso Marquez savaşı izledik. Galip gelen isim son virajda Marquez’i mağlup etmeyi başaran Dovizioso oluyor ve sezon sonunda şampiyonluk için kimle kimin savaşacağına dair sinyalleri almaya başlıyoruz. KTM’ler ise şanssız bir hafta sonu geçiriyorlar ve geride kalıyorlar.

Herkes Vinales’in sırasının geldiğinden bahsediyor çünkü geçen yıl o kazanmıştı üstelik ilk MotoGP zaferiydi. İngiltere’deyiz. Silverstone F1 ve MotoGP’nin kalesi. Doktor yarışa hızlı başlıyor ve liderliği ele alıp son turlara kadar sürüklemeye başlıyor. Arkada işler karışık. Marquez ve Vinales birbiriyle uğraşırken Dovizioso ikisini birden geçiyor. Marquez’in motosikletinden dumanlar yükselene kadar savaşıyor fakat yarıştan çekilmek zorunda kalıyor. Dovizioso çok formda ve vatandaşı Rossi’ye acımıyor. Vinales de takım arkadaşına acımıyor ve Dovizioso kazanıyor Vinales ve Rossi onu takip eden isimler oluyor.

San Marino’dayız. Rossi’yi belki de son kez görmek için binlerce insan akın ediyor pistin etrafına. Fakat kötü bir haber var. Rossi yarıştan bir hafta önce yine enduro antrenmanında sağ bacağını kırıyor. En az bir ay yürüyemeyecek. Bu kötü haberin gölgesi altında başlıyor yarış haftası. Pazar günü sağanak yağmur da gelince işler iyice karışıyor. Lorenzo hızlı başlayıp liderliği ele alıyor fakat tehlikeli bir kaza geçiriyor ve yarış dışı kalıyor. Yağmur yoğun rekabet az. Marquez’in şakası yok ve finişi ilk sırada geçmeyi biliyor. Podyumda İtalyanı eksik olmaz Misano’nun Petrucci bu sezon ikinci kez podyumun ikinci basamağında onu Dovizioso takip ediyor. Lorenzo için bir başka kötü hafta sonu geride kalıyor. Rossi için ise şampiyonluğu kaybetmekten ziyade kendi seyircisi önünde yarışamamak daha berbat bir duygu olsa gerek. Bunu kendisi de söylüyor. Misano pisti evine sadece 20 dakika uzakta çünkü.

Eylül ayının sonu yeniden İspanya’ya dönüyoruz. Sevindirici ve şaşırtıcı bir haberle birlikte. Valentino Rossi Aragon’da yarışacağını açıklıyor. Üstelik bacağının iki yerinden kırılmasının üzerinden sadece 22 gün geçmişken piste tekrar çıkıyor ve yarışa ilk çizgiden kalkmayı başarıyor. Ne diyelim artık tüm zamanların en büyük sürücüsü hakkında söyleyecek kelime kalmadı. Üstelik fena da bir yarış çıkarmıyor fakat Marquez denen bir gerçek MotoGP tarihinde yeni sayfalar açmaya devam ediyor. Marquez sezonun beşinci galibiyetini takım arkadaşı ve vatandaşları Pedrosa ve Lorenzo’nun önünde alıyor. Rossi ise harika bir mücadele sergiliyor ve yarışı Vinalesin gerisinde beşinci sırada tamamlıyor.


İki haftanın ardından art arda gerçekleştirilecek olan üç yarışın ilkindeyiz. Japonya Motegi! Honda, Suzuki ve Yamaha’nın evinde gülen taraf kim olacak ? Suzuki demişken Andrea Iannone ve çaylak Alex Rins için sezon felaket biçimde ilerliyor. Felaket bir yağış altında gladyatörler arenaya çıkıyor. Yamaha yağmur altında sürülemez bir makine haline geliyor ve Rossi düşerek yarış dışı kalıyor neyseki kırık bacağında bir sorun yok. Marquez ve Dovizioso bitmek bilmeyen Japonya yağmuru altında savaşmaya başlıyor. Marquez son turda Dovizioso’yu yakalayıp inanılmaz bir geçiş deniyor fakat tecrübeli İtalyan bir kez daha Marquez’i yenmeyi başararak finişi önde görmeyi başarıyor.

Gelelim sezonun en güzel yarışına. Philliph Island’dayız. Harika bir hava ve pist. Ev sahibi Jack Miller atak başlıyor ve liderliği iki uç tur götürüyor. Arkasında birbirleriyle kapışan isimler ise Marquez, Vinales, Rossi, Zarco, ve Iannone. Temaslar ve sürtüşmeler birbirini kovalarken geçişlerin sayısını kimse saymıyor. Rossi liderliği eline alıyor ve diğerlerini peşine takıyor. Marquez ve Zarco Rossi’yi zorlarken Iannone onları kovalıyor. Derken Marquez Doktoru yakalıyor ve geçiyor. Farkı açmaya başlarken Rossi ve Zarco birbirlerini yiyorlar. Zaman zaman Iannone’nin de bu gruba dahil olduğu kapışma finiş çizgisine kadar sürüyor ve Rossi ikinci sürpriz isim Vinales üçüncü oluyor. Şampiyonluk savaşı veren Dovizioso ise ilk turda yaptığı frenaj hatasının bedelini ağır ödüyor ve on üçüncü sırada kalıyor.

Arka arkaya koşulan son yarıştayız. Malezya’dayız. Dovizioso’nun geçen yıl kazandığı pist. Şampiyonluk savaşı kızışıyor. Sondan bir önceki yarış ve yağmur yağıyor. Sezonun belki de en sıkıcı yarışı olmasına rağmen Dovizioso kazanmayı biliyor. Lorenzo ise son turlarda yaptığı bir hata yüzünden Dovizioso’ya geçilerek Ducati’deki ilk galibiyetini kaçırıyor.

Valencia’dayız. İspanyol pilotların mekanı. Marquez Dovizioso’nun 21 puan önünde. Dovizioso’nun şampiyon olması için yarışı kazanması ve Marquez’in on birinci sıradan geride bitirmesi gerekiyor. Marquez avantıjını kullanma peşinde. Dovizioso yarışa dokuzuncu sıradan başlıyor. Marquez ise ilk. Dovizioso önlere gelmeye çalışırken Marquez Zarco’yu önüne katmış farkı açmaya başlıyor. Marquez yirminci turun ilk virajında frenaj hatası yapıyor ve çakıl havuzuna girip yarışa Dovizioso’nun gerisinde altıncı sırada dönüyor. Herkes bir an ‘’Acaba mı?’’ dedi. Fakat Ducati’lerin temposu çok düşük. Önce Lorenzo sonra da Dovizioso birer tur arayla yerde kalıyorlar. Dovizioso için harika bir sezon geride kalırken Marc Marquez kariyerinin dördüncü MotoGP şampiyonluğunu podyumda kutluyor. Yarışı Pedrosa kazanırken Zarco ikinci Marquez üçüncü oluyor.